Otizm Spektrum Bozuklukları Nelerdir?

Otizm spektrum bozukluğunun en önemli nedenlerinden biri genetik faktördür. İkizlerde otizm çalışması yoluyla kalıtımın doğasında olduğu doğrulandı. Otizmin neden sadece genetik temelinde ortaya çıktığını tanımlamak veya açıklamak zordur. Moleküler araçlar ve analitik araçlar kullanıldıktan sonra bile hiçbir somut neden bulunamadı. Birden fazla gen söz konusu olduğunda basit bir çözüm cevap olamaz. Araştırmacılar genetik damgalama olasılığını da araştırıyorlar. Ama yine de bu sorunun kesin bir cevabı yok.

Bir JAMA Pediatri dergisinde, Danimarka'daki Aarhus Üniversitesi'nden araştırmacılar, otizm spektrum bozukluğu teşhisi konan büyük kardeşleri olan çocukların da muhtemelen aynı şeyi sürdüreceklerini belirttiler. Aynı anne babadan doğan çocuğun otizmli olarak saptanma riski %7,5'tir. Anne tarafından doğan kardeşler %2,4 daha fazla risk faktörüne sahipken, baba tarafından üvey kardeşler daha az risk faktörüne sahiptir. Bu nedenle, ebeveynlerin başka bir çocuk sahibi olmaya karar vermeden önce tüm risk faktörlerini göz önünde bulundurmaları önemlidir. Başka bir çocuk sahibi olmaya karar verirseniz, konuyu doktorla net bir şekilde tartışın. Doğum öncesi folik asit gibi gerekli tüm önleyici tedbirleri alın ve toksinlere aşırı maruz kalmaktan kaçının.

Otizm için keşfedilmiş bir tedavi bulunamasa da bu otizmli bir çocuk için hiçbir şey yapılamayacağı anlamına gelmez. İnsanların başa çıkmasına yardımcı olacak ilaçlar ve terapiler var, ancak daha yüksek işleve sahip kişilerde daha iyi çalışıyor. Örneğin, ilaç tedavisi yüksek enerji düzeylerini, konsantrasyon eksikliğini, depresyonu ve anormal davranışları yönetmeye daha iyi yardımcı olacaktır. Otistik bir çocuğu olan ebeveynler, çocuğun karmaşık davranışını daha iyi yöneteceklerdir.

İlaçlar çocuğunuzu otizmden tamamen kurtaramaz, ancak yalnızca geçici bir rahatlama sağlayabilir. Ancak davranışsal belirtiler kontrol altına alındıktan sonra bir sonraki adıma geçebilirsiniz. Çocuğunuzun problemle başa çıkmasına yardımcı olmak için psikolojik terapi, mesleki terapi, mesleki eğitim ve konuşma terapisi gibi çeşitli terapi programları vardır. Çocuğunuzun davranış ayrıntılarını tartışmak için yetkin bir çocuk doktoruna veya psikiyatriste danışın.

Birçok ebeveyn, çocuklarının geleceğini düşünürken zor durumda kalma eğilimindedir. Çocuğun sonuna kadar beslendiği bir okula göndermek de dahil olmak üzere çocuk için en iyisini istiyorlar. Otistik çocuklar diğerlerine göre nispeten daha hassas olduklarından, özel ilgiye ihtiyaçları vardır. Şu anda otizmli çocuklar için okul sayısı yetersiz.

Genel olarak okullar aşağıdakilere göre sınıflandırılabilir:

• Ana akım veya Normal

• Kapsayıcı veya Entegre

• Özel hizmetler okulu

• Ev Okulu

• Yatılı okullar veya evler

Otistik çocuklar normal bir düzende başa çıkmakta zorlanırlar. Normal bir okul çocuk için çok zorlayıcı olabilir. Bu, otistik bir çocuğun standart bir ortamda üstün olmayacağı anlamına gelmez. Ancak daha küçük ve özel okullar, çocuğunuza daha büyük okullardan daha fazla ilgi gösterebilir.

Gelişimsel bir çocuk doktoruna danışırsanız bu soru daha iyi yanıtlanacaktır. Sorunu çözmek için erken müdahale, iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Araştırmalar, OSB'si olan 48 aylıktan önce tedavi edilen çocukların iyileşme şansının, 48 aylıktan sonra tedavi edilen çocuklara göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Otizm yönetimi için çok disiplinli bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç vardır.

Bu oluşmaktadır:

• Klinik Psikolog

• Mesleki terapist

• Konuşma ve Dil patoloğu

• Diyetisyen

• Fizyoterapist

• Sanat, oyun, müzik, drama terapisti

• Yukarıdaki uzmanların her biri, çocuğunuzun tedavisinde farklı yönleri hedef alacaktır Hücre tedavisi ve hiperbarik oksijen tedavisi gibi daha yeni tedavi biçimleri, etkili yeni tedavi biçimleridir.

Hayır, yetişkin kök hücre araştırmaları ve tedavisiyle ilgili etik kaygılar yoktur. Etik kaygılar çoğunlukla embriyonik hücrelerin kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Terapimiz, hastanın kendi vücudundan alınan hücrelerin kullanılmasıdır ve etik kaygılardan uzaktır.

Hayır, tedavi lokal anestezi ve hafif bir sedasyon altında yapıldığından tedavi ağrılı değildir. İşlem sırasında veya sonrasında büyük bir ağrı veya rahatsızlık olmaz.

Tüm tedavi süreci güvenlidir ve bugüne kadar hiçbir hastamızda herhangi bir nörolojik bozulma belirtisi görülmedi. Nadir durumlarda 3-4 gün süren baş ağrısı, boyun veya sırt ağrısı, kusma, hafif kızarıklık veya kemik iliği aspirasyon bölgesinde ağrı gibi yan etkiler görülebilir. Bazı beklenmedik tıbbi komplikasyonlar meydana gelebilir, ancak bu sadece bir olasılıktır.

Bu hastadan hastaya değişebilir. Bazı hastalar 3-6 ayda hızlı iyileşme gösterirken, bazı durumlarda hastaların iyileşmesi birkaç ay veya yıl alır. Taburcu olmadan önce bile iyileşen bazı hastalar var.

Bu, hastanın durumuna bağlı olacaktır. Hasta ilk ameliyattan sonra iyileşme belirtileri gösteriyorsa, uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından ikinci bir seans önerilebilir. İkinci nakil, ilk tedavinin 3-6 ayı arasında herhangi bir zamanda gerçekleşebilir.

Bir karara varmadan önce tüm ilaç dozunu gözden geçirmemiz gerekecek. Genellikle hastaların diğer ilaçlarına devam etmelerine izin veriyoruz. Ancak önceden bir doktora danışmak daha iyidir.